Başka Bir Şey

Emir Buğra KÖKSALAN tarafından tarihinde yayınlandı

Birkeresinde internette sörfün dibine vururken şuna benzer bir yazı okumuştum:

Üniversitelerimizde öğrencilere öğretilen mantık şudur: Yeni birşey keşfetme, dersleri iyice ezberle ve özel bir şirket yada devlete kapağı at sigortalı bir işe başla ve öl. Ama (harward olması lazım) yurtdışındaki bir üniversitede öğrencilere farklı fikirlerle kendi işlerini kurmayı öğretiyorlar.

Çok mantıklıydı. Ne üniversitede ne de daha öncesinde kimse bana farklı bir fikirle iş kurmak şeklinde birşey söylememişti. Onlarca hocam oldu ama hiçbirinden böyle birşey duymadım. Herkes okuldan sonra bir şirkete girip bilmem kaç lira maaşla işe başladığını anlatıp duruyordu. Öğrencileri kendilerine has farklı tarzlarda düşünmeleri gerektiğini, farklı bakış açılarına nasıl ulaşacaklarını anlatmıyorlardı. Tüm eğitim sistemi bu şekilde. Sanki birileri heryıl mezun olan onbinlerce genç beyinin farklı düşünmesini, birşeyler üretmesini, kendilerine özgün birşeyler bulmalarını istemiyor gibi geliyor bana.

Ben normalde kendi halinde, pek ses çıkarmayan, kimsenin etlisine sütlüsüne karışmayan, düşüncelerimi diğer insanlarla pek paylaşmayan bir insanım. Aynı zamanda içimde asi bir ruh var. Gözle görülemeyen demir parmaklıklara karşı olan bir ruh. Bu yüzden sınırları aşıp farklı bakış açıları yakalamak için çalıştım. Dün yine internette dolaşırken bir video gördüm. Farklı fikirlerden ürünler çıkartıp para kazanan bir firma. Fikirleri nasıl ürettiklerini, ne tarz fikirler ürettiklerini, o fikirlerin üretim ve ar-ge süreçlerini ve bu süreçte yaşanılan olay ve heyecanları anlatan bir video serisi. Serinin ilk videosunu gördüğüm anda “buradan bir bakış açısı yakalarım” diye bir his geldi içime bir anda. Hakikaten de öyle oldu. Dördüncü serinin ( https://www.youtube.com/watch?v=ov6sKcwKjIY ) son dakikalarında adam müthiş bir konuşma yaptı. Bu konuşmayı yazmak istiyorum çünkü günün birinde videoya birşey olursa en azından blogumda dursun. Hem bana hem başkalarına faydalı olur belki.

Bizim bütün projelerimiz kendi problemlerimizi çözmek üzerine. başkalarının, tanımadığımız insanların, uzaklardaki kişilerin problemlerini çözmeye çalışmıyoruz. Kendi problemlerimizi çözmeye çalışıyoruz. Çünkü insan en iyi onu çözer kendi bildiği anladığı problemi çözebilir. Ama bir yandan da insan en zor kendi problemini görebilir. Çünkü bizler çok adaptif canlılarız. Problemlerimizi çözmek yerine onlara alışıyoruz. Alıştıkça da görünmez hale geliyorlar. Ama aslında hepimiz o alıştığımız problemleri görebiliriz. Sadece şuna bakalım. Ayağa kalkıyorum, dışarı çıkacağım, montumu giyiyorum. Montumu niye giyiyorum? Amaç mont giymek değil çünkü. Amaç soğuktan korunmak. Yaptığımız her eyleme neden yaptığımız açısından baktığımızda yavaş yavaş mont giymek yerinebaşka bir yol olabilir mi acaba soğuktan korunmak. Hepimiz arabalarımıza biniyoruz, amaç arabaya binmek değil amaç biryere gitmek. Acaba oraya gitmenin başka bir yolu olabilir mi? Yada oraya gitmeye gerek var mı? Birden bire hayatımızdaki bütün işlemler ve bütün eylemlere birdenbire yabancılaşabiliyoruz. Aynı ihtiyacı çözmenin bambaşka yollarını düşünmeye başlayabiliyoruz. Yani ağzımızdan çıkan kelime eğer bir ürünse, bir ürün yapalım diyorsak ondan birşey çıkmıyor. Bizim problem çözmeye odaklanmamız lazım. Yani insanların kavuşmasını nasıl sağlayabiliriz? Ordan arabayı icat ediyorlar , ordan uçağı icat ediyorlar. İnsanların ayakta durmalarından yorulmalarını nasıl çözebiliriz dediğimizde sandalyeyi o zaman bulabiliriz.

Kısaca ne yapıyoruz? Her yaptığımız davranışa iki soru soracağız. Önce “neden bu davranışı yapıyorum?” Aldığın cevaba da şu soruyu soruyorsun “bu ihtiyacı başka türlü karşılayabilir misin?” Bunu alışkanlık haline getirirsen aklında fikirler uçuşmaya başlar. Yeni fikirleri bu yöntemle bulabiliriz.

Ben her zaman farklı fikirler peşinde koşmuş, farklı bakış açıları yakalamaya çalışmış biri olarak bu yöntemi çok beğendim. Hayatı standartlıktan çıkartıp kendine özgü yenilikler bulabilmenin ve farklı bakış açıları yakalamanın güzel bir yolu olarak görüyorum. Farklı bakış açılarını ve farklı bakış açılarına nasıl ulaşacağımız hakkında bilgisi olanlar yorum yazabilir 🙂 Herkese bol fikirli, farklı bakış açılı ve görünmez demir parmaklıkların olmadığı günler dilerim 🙂


Emir Buğra KÖKSALAN

Java & PHP Developer

0 yorum

Bir yanıt yazın

Avatar placeholder

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.